How I met ur father

Bizi gören, duyan, takip eden herkesin sorduğu ilk soru nasıl tanıştınız ailenizi nasıl ikna ettiniz oluyor. Az çok elimden geldiğince mesaj atan herkese cevap vermeye çalışıyorum ama detaylı bir post yazmak farz oldu artık😊 İstanbul'da Özyeğin'de Endüstri Mühendisliği okuyordum. Bizim bölümde okuldaki diğer birçok bölüm gibi %100 İngilizce'ydi, hazırlık okumamıza rağmen derslerde sunum yaparken konuşma konusunda ciddi sıkıntılar yaşıyorduk, ben de bu problemi çözebilmek için elimden geldiğince yabancı öğrencilerle konuşmaya çalışıyordum. Derslerin İngilizce anlatılması ve sabahları çok erken saatte başlayıp akşam karanlığına kadar devam etmesi konsantrasyonumu ciddi ciddi bozuyordu. Dersleri daha dikkatli dinleyebilmek, hocaları daha iyi duyabilmek için en önde oturuyordum. O sıralar Calculus2 dersini alıyoruz, yanımda da yabancı bir çocuk oturuyor. O da benim gibi her derste en önde oturup, iyi not tutup, anlamadığı yeri hocaya sorup tekrar anlattırıyor filan, sonra birgün derste uyuklamaya başladı. Her zaman pür dikkat dersi dinleyen adamın sınıfta nerdeyse horlayacak kıvama gelmesi dikkatimi çekti. Teneffüste bir kahve alsana kendine gelirsin dedim ya da demeye çalıştım.🙈 O derste Calculus'un son dersiydi sonrasında boşluk vardı. Meğerse İbrahim bey teneffüste kahve içelim dediğimi sanmış ya da öyle anlamış gibi yapmış; bu konu hala esrarını koruyor.😁 Ders bitince ben sallanmadan direk sınıfı terk ettim, ertesi sabah "dün neden çıkışta beni beklemedin kahve içmeyecek miydik" demez mi?! Baktım işin içinden sıyrılamayacağım öğle yemeği teklifini kabul edip yemekhanenin yolunu tuttuk. O sıralar bizim okulda tesettürlü öğrenci sayısı tek elin parmaklarını geçmezdi, hal böyle olunca İbrahim'in ilk sorduğu soru ailen mi örtünmeni istedi olmuştu. Muhabbet burdan başlayınca saatlerce sürmüştü öğle yemeği. Yemekhaneden ayrılınca gidip yakın arkadaşı Sadıq'la buluşmuş "evleneceğim kızı buldum" demiş ben bunu evlendikten sonra öğrendim. Arkadaşlığımız böyle başladı diyebiliriz, tabi ilk tanışmamız bu şekilde değildi. Eminimki o zaman benden nefret etmişti. Calculus1 sınavındaydık, sınıfta bir ben bir İbrahim bir de hoca vardı. Bu hocayı çağırdı "Hocam bu soru yanlış çözülmüyor kaç saattir" dedi, hoca da beni gösterip "O çözmüş ama" dedi😂 O anki bakışları hala aklımda🙈 Sınavlardı ödevlerdi derken birlikte epey vakit geçirmeye başlamıştık. Derslerin dışında da okulda birlikte yemek yer olmuştuk, kimi zaman evden kendi yemek pişirip bana getiriyordu kimi zaman da okuldaki mekanlarda yiyorduk, zaten ben de o dönemler kampüste yurtta kalıyorum ister istemez okulda yemek yerken karşılaşıyorduk. Bana olan ilgisinin farkındaydım ve tabiki bu durumda hoşuma gidiyordu ama aklımda sınıf arkadaşlığından öte birşey yok sonuçta ne işim olur "elin yabancısı" ile. Sınavlar bitti, ders yükü azaldı, yaz geldi derken birlikte sanatsal kültürel aktiviteler yapmaya başladık. Birlikte turist turlarının içine sızıp sanki turistmişiz gibi yapıp rehberlerinden yararlanarak İstanbul'un altını üstüne getirmeye başladık. Zaten ben müze gezmeye bayılırım o da tarihi seviyormuş yok bizden daha iyisi o günlerde.
Topkapı Sarayı'ndan :) 
Sonra gezme olayını iyice abartıp Bursa'ya günübirlik seyahat etmeye karar verdik, annemden izin almak biraz zor olsa da manevi teyzem sayesinde izni koparabildim, burdan Meliha Teyzeme sevgiler😄 Derler ya bir insanı tanımak istersen onunla seyahat et işte aynen öyleymiş.  Bursa'ya deniz otobüsüyle gidecektik ve biletleri internet üzerinden ben almıştım ki internetten onlarca kez bilet almışlığım vardı ama bu sefer bileti seyahat edeceğimiz güne değil bir sonraki güne almıştım. O an baya bir panikleyip rezil oldum diye içimden geçirsem de İbrahim hiç bozuntuya vermeyip bileti yeniden almıştı. Geri dönüşte de aksilikler yakamızı bırakmadı. Bu seferde İDO iskelesiyle BUDO iskelesinin yerini karıştırmıştım ve feribota depar atarak nefes nefese yetişmiştik. Bizi getiren taksinin şöförü arabasını bir kenara bırakıp bizim koşuşumuzu izlemişti. Türk halkı tesettürlü bir kızla "zenci" bir çocuğun birlikte arkadaşça gezmesine pek alışkın değildi, bakışlarıyla sözleriyle bizi epey rahatsız eden olmuştu, ama İbrahim insanlara rağmen herşeyden keyif alan ve keyif aldıran biriydi.Bursa'ya gelmişken teleferiğe binmeden olmazdı. Yeşil ve mavinin her tonunu keşfetmenizi sağlayan teleferikte manzara nefes kesiciydi. Teleferik yükseldikçe ciğerlerime çektiğim oksijenin arttığını hissediyordum. Tam tepeye geldiğimizde  sanki şuradaki suyu uzatır mısın dercesine sakin ve olağan bir tavırla "benimle evlenir misin" demişti İbrahim. Ben şok olup kalmış sonrada işi gırgıra vurup kahkaha atmış olayı geçiştirmeye çalışmıştım. Aynı muhabbet yemek yerkende devam edince tamam düşünüp sana cevap vericeğim dedim, İbrahim'de hemen evet dersen Nijerya'da yaşayacağız ama ona göre düşün taşın cevap ver demez mi! Nijerya'da yaşamak!! O gün bana Nijerya'yı Dünya Atlası'nda göster deseniz gösteremezdim.
Evlenme teklifinden sonra ben
Araya tatil girdi, İbrahim Nijerya'ya ailesini ziyarete gitti ben de mevzuyu yakın arkadaşlarıma açtım. O zamanlar evlilik konusuna uzağım hele yabancı biriyle evlilik bana epey uzak. Hatırlıyorum yabancı biriyle nasıl evleneyim ne Ahmet Kaya dinler ne Hakan Günday okur ne paylaşabilirim ki bu adamla dediğimi🙈 Şimdi düşününce sürecin nasıl ilerlediğini ne yazık ki hatırlayamıyorum. İnsanın hafızası bu kadar çabuk mu ihanet ediyor kendine bilemedim, halbuki bu anlattığım olaylar sadece 4 yıl önce oldu. 😥 Anneme, İbrahim bana evlenme teklifi etti, ben de kabul ettim, dediğimi hatırlıyorum. Annem ilk başta pek kale almamıştı. Bu deli kızın yeni macerası hevestir geçer diye düşünmüş, ben o sıralar değişik maceralara atılmamla ünlüyüm misal -10 derecede Tatvan'ın köylerinde kadınlara Microsoft ofis öğretmeler, Kilis'te köy çocuklarıyla sosyal sorumluluk projeleri yapmalar, Tunceli dağlarında kampa gitmeler filan. Eee bunun üzerine bir de Afrikalı damat adayıyla çıkıp gelmem bizimkileri aşırı şaşırtmamış olmalı. Baktılar ki; ben İbrahim konusuda ciddiyim daha fazla bu ilişkiyi göz ardı etmemeye karar verdiler. İbrahim'i bize akşam yemeğine çağırdılar, bütün dayılarım, yengelerim, kuzenlerim var, kuşattılar çocuğu dört bir yandan başladılar sorgulamaya. İlk soru "neden bizim kızla evlenmek istiyorsun, yabancı olması ailen için sorun teşkil etmeyecek mi?" idi. İbrahim "Peygamber Efendimiz(SAV) bir kadın 4 sebepten ötürü nikahlanır; güzelliği, soyu, ailesi ve dini için. Siz dini güzel olanı tercih edin" demişti, ilk soruda beklenenin ötesinde cevap verip herkesi şaşırtmıştı. Sonraki ziyaretlerde de anneanneme yanık yanık Kuran okuyup kaleyi içten feth etmeyi başarmıştı. Anneanne bu iş olur dedikten sonra kimin haddineydi hayır demek. Bir kaç sefer bizimkilerle yemek yedikten görüştükten sonra sıra kendi ailesine haber vermekteydi. Bu düşündüğümüz kadar kolay olacak birşey değildi. Kendinden oldukça büyük olan iki abisi hala evlenmemişti ve okumak için geldiği ülkeden kız alıp eve dönmek pek de kolay değildi. Günlerce oruç tutup, gece namazları kıldı İbrahim sonra babasıyla konuşurken birden pat diye söyledi hemde okuldaki kafede hesap ödemek için sıra beklerken 😄 Şimdi Malik Efendi'yle vakit geçirmem lazım. Ailelerin tanışması, kız isteme, nişan, kına, düğün süreçlerini daha sonra anlatacağım inşaAllah :)


Aileyle ilk gün 


Yorumlar

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar