Anadolu Ajans Röportaj







Anadolu Ajans Nijerya Temsilcisi Gökhan Bey'le yaklaşık 2 yıl önce elçilikteki bir resepsiyonda tanışmıştık. Hikayemi duyunca bize dair bir haber yapmak istediğini söylemişti. O zamanlar Malik'e hamileydim tabiri caizse karnım burnumdaydı hatta sakın resepsiyonda doğurma diye dalga geçmişti Özlem Abla :)  Doğumdan sonrada bir türlü fırsatımız olmadı. Ne yalan söyleyeyim sadece ailevi hayatımıza dair bir röportaj olsun pek istememiştim. Chubado ürünlerini üretmeye başladığımı duyunca Nijerya'daki doğal yağlara dair hazırlamak istediği haberde ona yardımcı olup olmayacağımı sordu. Bu şekilde röportaj yapmak daha çok içime sinmişti. Uzun uzun Chubado ürünlerinden, Nijerya'daki doğal yağlardan, benim burada yaşadıklarımdan konuştuk fakat haberde kelime sınırlaması olduğu için bütün söyleyişi ne yazıkki yayınlanamadı. Bende böyle güzel bir sohbet unutulmasın dedim ve blogumda paylaşmaya karar verdim :) Şimdiden keyifli okumalar. 




1. Nijerya'ya ne zaman ve neden geldiniz?

 

Nijerya’ya yaklaşık 4 yıl önce taşındık. Üniversite biter bitmez üniversitede sınıf arkadaşım olan eşimle evlenip eşimin memleketi olan Nijerya’ya birlikte geri döndük.

 

 

2.Nijerya'da yaşamanın zorlukları ve kolaylıkları nelerdir?

 

Önce güzelliklerinden, kolaylıklarından bahsedelim de buralara gelmek isteyen arkadaşlara güç versin :) Nijerya’nın en güzel tarafı yemyeşil doğası ve günü birlik yaşayan güler yüzlü insanı. İstanbul’da yaşarken hep Karadeniz’in yeşiline özenirdim malum İstanbul’da yeşile hasretiz. Buralara taşınınca yeşilin ve doğanın her rengine doyduk. Daha önce hiç görmediğim renklerde kuşlar, kelebekler, çiçekler gördüm ve hala da yeni yeni canlı türlerini görmeye devam ediyorum. Abuja her ne kadar kentleşmiş olsa da şehir yeşilliğini ve hayvanlarla iç içe olan yapısını korumayı başarmış. Başkent olmasına rağmen trafikte giderken koyunları, kuzuları, inekleri görmeniz mümkün ama bu Hindistan’da gördüğümüz kargaşa gibi değil kendine özgü bir ahenk içerisinde gerçekleşiyor. En sevdiğim ikinci şey ise insanlarının her daim pozitif kalabilmesi, en zor durumlarda bile gülüp dans edebilecek enerjiyi kendilerinde bulabilmeleri. Hakuna Matata söyleyişi akıllara hep Tanzanya’yı getirse de bence bu Nijerya içinde geçerli kim bilir belki de Afrika insanın genel yapısıdır, panik yapmayıp anı yaşayıp endişesiz olmak. 

 

Nijerya’da yaşamanın en büyük zorluğu güvenlik problemi. Türkiye’de Nijerya denilince akla ilk Boko Haram geliyor ama Allaha şükür Abuja’da Boko Haram çok büyük bir tehlike oluşturmuyor. Bizim için en büyük sorun fidyeciler. Ülkede sosyal eşitsizlik o kadar derin ki insanlarda çözümü zenginleri ya da yabancıları kaçırıp fidye istemekte buluyorlar. Yaşadığımız semt oldukça güvenli bir semtti ama birkaç ay evvel bir kadını fidye için kaçırdılar, sonrasında parayı alıp serbest bıraktılar ama bu korku bana yetti. Artık yürüyüşe bile yalnız çıkmıyorum. Yabancı birinin seyahat edebileceği toplu taşıma zaten mevcut değil. Çok az otobüs var ve tıklım tıklım. En yaygın ulaşım usulü dolmuşa çevrilen taksiler ama onlar da yabancılar için pek güvenli değil. Ben birkaç sefer Uber kullandım ama COVID probleminden ötürü uzunca bir süre kullanacağımı sanmıyorum.

 

Yemek kültürümüzün tamamen başka olması ve Türk ürünlerinin Abuja’da pek satılmaması da beni çok zorlamıştı. Ara sıra Türkiye’den ürün getiren Lübnanlı marketler var ama tamamen şansınıza bağlı neyi ne kadar bulabileceğiniz. Hamileyken sürekli baklava ve su böreği diye dolanıp duruyordum. Allahtan Lübnan mutfağı bizimkine benziyor da az çok kendinizi tatmin edebiliyorsunuz.

 

Sosyal hayat konusunda da Abuja beni çok zorlamıştı. İlk geldiğimizde yapacak hiçbir etkinlik bulamamıştık ama zamanla bir çok yer açıldı. COVID öncesinde hafta sonları etkinlikler yapabiliyorduk ama yaptığınız her şey Türkiye’dekinin 3-4 katına mal oluyor. Bu da sanırım Abuja’da yaşamanın zorluklarına dahil edilebilir. Eğer para harcamayı göze alırsanız hafta sonları ata binebilir, go karta gidebilir, balık tutabilir, golf kulübüne ya da yüzmeye gidebilirsiniz. 

 

 




3.Cilt bakım ürünlerini nasıl yapmaya başladınız?

 

Nijerya’da aradığım cilt bakım ürünlerini bulmak oldukça zordu, bildiğim hiçbir markayı marketlerde ya da kozmetik dükkanlarında bulamıyordum ve sürekli Türkiye’den getirmek zorunda kalıyordum. Hamileliğim süresince Türkiye’ye gitme fırsatım olmadı, doğumu da burada yapmaya karar verince epeyce bir süre Türkiye’den uzak kalmış oldum. Burada gittiğim doktorum hamileyken çatlak oluşumunu engellemek için Shea yağı ile Hindistan Cevizi yağını karıştırıp kullanabileceğimi söyleyince çok şaşırdım. Hiç aklıma doğal ürünler kullanmak gelmemişti. Yıllardır kozmetik dükkanlarından alışveriş yapmaya alışmış biri olarak doğal ürünlere yönelmek benim için oldukça değişik bir deneyim olacaktı. Hamilelik boyunca ve sonrasında çoğu kadının başına gelen sivilcelenme ve yüzde lekelenme benimde başıma geldi ve burada iyi bir cildiye doktoru bulamadım. Zaten cildiye ve diş doktoru arıyorum dediğimde başta eşim olmak üzere Nijeryalıların diline düştüm. Bu iki doktor sadece oyumbolar (beyazlar) içinmiş buralarda iyisini bulamazmışım. Peki buralarda ne bulabilirdim? Buralarda envai çeşit butter (katı yağ), yağ ve şifalı ağaçlar bulabilirdim. Bende onları kullanmaya başladım. Sabırla, deneme yanılma yaparak kendi kendimi tabiri caizse denek olarak kullanarak Nijeryalıların şifalı dedikleri, ciltlerinde kullandıkları tozları, yağları, karışımları kullandım. Baktım bende işe yarıyor birkaç tanıdığa denemeleri için yolladım. Onlarda çok beğendiler sonrasında online kurslar aldım ve kendimi bu alanda yetiştirdim ve Chubado markası doğmuş oldu.

 

4. Chubado ne demek peki?

 

Chubado Nijerya yerel dillerinden biri olan Fulani dilinde özenle seçilmiş demek. Nijerya’da düğünlerde “duvak açılması” diye bir ritüel var. Bizdekinin aksine bunu damat değil damadın aile büyüklerinden bir kadın düğünün bitmesine yakın yapıyor, bunu yaparken de geline yeni bir isim vererek onu aileye kabul ettiklerini, adeta gelinin tekrar bu aile içine doğduğunu ilan ediyor. Bu tören sırasında aile dostumuz, dönemin Kadın İşleri Bakan’ı (Women Affairs’ Minister) Mama Taraba lakaplı Aisha Alhassan bana bu ismi vermişti. Eşimin baba tarafından olan (Fulani) akrabalarımız hala beni bu isimle çağırırlar.

 

5.Afrika'ya özgü hangi malzemeleri kullanıyorsunuz (Shea yağı vs. yerel ürünlerin kullanılması haber için önemli) ve bunlar hakkında bilgi verir misiniz?

 

Chubado markası olarak Nijerya’nın değerli, şifalı yağları ile  Türkiye’nin şifalı killerini ve otlarını kullanarak formüle edilmiş, tamamen el yapımı ürünler üretiyoruz. Nijerya kakao tozu, Shea yağı, kakao yağı, moringa tozu ve moringa yağı, baobaba yağı olmak üzere birçok doğal güzellik ve sağlık kaynağı ürünün ana yurdu. Bizde bu yağların ve tozların hepsini Türk ham maddeleriyle harmanlayıp kullanıyoruz. Misal Türk kahveli Kakaolu sabunumuzda İstanbul’dan Eminönü’nden temin ettiğimiz taze öğütülmüş Türk kahvesi ile Nijerya’da yetiştirilip toz haline getirilmiş Kakaoyu birlikte kullanıyoruz. Ayrıca sabunumuza koyduğumuz yağlarda yerel ve bir çoğu köy kadınları tarafından yapılıyor. Büyük fabrika üretimindense yerel üreticiyi özellikle yerel kadın üreticiyi destekliyoruz. Tüm sabunlarımızın olmazsa olmazı olan Shea yağını yine bu şekilde kadın üreticilerden temin ediyoruz. Zencefil& Moringa Sabunumuzun içine koyduğumuz Moringa tozunu bizzat kendimiz üretiyoruz. Bahçemizde yetiştirdiğimiz ağaçlardan toplayarak ama moringa yağını yerel üreticilerden temin etmeyi tercih ediyoruz çünkü şu an için soğuk sıkım yapabilecek donanıma sahip değiliz.

 

6.Ürünlerinizi nerede satıyorsunuz (Nijerya, Türkiye, Avrupa) ve nasıl dönüşler alıyorsunuz?

 

Ürünlerimizin şu an için ana pazarı Nijerya ama ara sıra Türkiye’ye de gönderim yapıyoruz. Avrupa’ya yollamamız için çok sık Instagram üzerinden istek mesajları alıyoruz ama kargo bizim için oldukça zor. Başlarken hem Türkiye piyasasına hem Nijerya piyasasına açılmayı hedeflemiştik ama Abuja’dan İstanbul’a makul bir ücretle kargo yapabilecek, güvenilir bir firma bulamadık. Ben Türkiye’ye gittikçe ürünleri yanımda götürüyorum. Türkiye’deki müşterilerimizden çok olumlu geri dönüşler aldık hatta düzenli bir şekilde kargo yapamadığımız için üzülenler, sık sık ne zaman Türkiye’ye geleceksiniz diye mesaj atanlar çoğunlukta.

Türkiye’ye kargo yapamamamız bizi Nijerya pazarına daha çok odaklanmaya yöneltti. Nijerya’da COVID öncesi sık sık el yapımı ürünlerin satıldığı fuarlara katılıyorduk, hem kendimizi hem ülkemizi tanıtma fırsatımız oluyordu. Daha öncede dediğim gibi Türkiye’den killer, bitki hidrosolleri ve soğuk sıkım yağlar getirdiğimiz için Türk ürünlerini de tanıtma fırsatımız oluyordu. Hatta fuarın birinde Türk hamamı dekoru yapmıştık, peştamal, takunya ve Gaziantep’ten aldığımız el yapımı bakır kildanlıkla oldukça ilgili çekmiştik. Fakat COVID sebebiyle burada da sosyal hayat minimum düzeye indirildi. Artık tanıtımlarımıza ve satışlarımıza Instagram sayfamız üzerinden devam ediyoruz.

 

7.Eğitimi kime ve neden veriyorsunuz, nasıl tepkiler alıyorsunuz?

 

Doğal cilt bakımı eğitimini vermeye sokağa çıkma yasağı ilan edildiğinde karar verdik. Abuja’da 2.5 ay sokağa çıkma yasağı ilan edildi, sadece belirli günlerde ve belirli saatlerde süpermarketlere gidilebiliyordu ve bu durum insanı ister istemez karamsarlığa sürüklüyordu. Bizde hem kendimiz için hem ilgili olan arkadaşlar için bizi meşgul edecek, sevdiğimiz, keyif aldığımız bir şey yapalım dedik ve bu eğitimlere başladık. Eğitimleri hem Türkçe hem İngilizce olmak üzere iki dilde de verdik. Hem Nijerya’daki arkadaşlarla hem Türkiye’deki arkadaşlarla online keyifli bir süreç geçirdik. 

Amacımız evde geçirilen zamanı keyifli kılmak, yeni bir hobi kazandırmak aynı zamanda sağlığımıza ve çevremize olan bilincimizi arttırmaktı. Sağlığımıza ve çevremize karşı bilinç diyorum çünkü her gün onlarca kimyasala maruz kalıyoruz ve bu kimyasallar hem bizim sağlığımız için hem de çevremiz için oldukça tehlikeli. En basiti her gün kullandığımız el sabunları aslında katı formdaki deterjanlar ya da sürekli ellerimize sıktığımız bizi virüsten korumasını umduğumuz el dezenfektanları içerlerinde cildimizi tahriş edecek, egzama başta olmak üzere başka bir çok cilt rahatsızlığına sebep olabilecek kimyasallar barındırıyorlar. Bizde bu eğitimlerle kimyasallarla bezeli bu ürünlere nasıl alternatifler üretebiliriz hem kendimiz için hem sevdiklerimiz için sağlıklı nasıl cilt bakım rutinleri oluşturabiliriz bunları konuştuk, bunları öğrettik. Bir yandan da plastik kullanımına dikkat çekip plastik kaplara, şişelere alternatif cam ve Nijerya yapımı kil kaplar kullanmayı önerdik. COVID çevre kirliliğinden oluşmamış olsa da çevre kirliliğinin başka bir pandemiğe ya da çevre felaketine sebep olmayacağının kimse garantisini veremez. Eğitimlerimizde de ürünlerimizle de hep bunun altını çiziyoruz. Nijerya’nın ilk 

zero-waste (atıksız yaşam) online dükkanı olmanın gururunu yaşıyoruz. Ürünlerimizi cam kavonozlarda satmayı tercih ediyoruz, plastik naylon alışveriş poşetleri yerine de Afrika’ya özgü desenleri olan Ankara - Atampa kumaşlarla hanım bir terziye diktirdiğimiz çantalarımızla ürünlerimizi kargo yapıyoruz. Nijerya’da plastik tüketimine karşı insanları bilinçlendirmeyi amaçlıyoruz.

Eğitimlerimiz Ramazan’dan önceydi fakat yakın zamanda hem Nijeryalılardan hem Türklerden olumlu bir çok mesaj ve istek aldık, inşallah kısa zamanda tekrar online eğitime başlayacağız.

 









 

8.İleriye yönelik cilt bakım ürünleriyle ilgili bir projeniz vs var mı?

 

İki ayrı projemiz var hem Abuja için hem Türkiye için. Öncelikle Türkiye’deki Afrika algısını değiştirmek istiyoruz. Afrika denilince aklımıza ne yazık ki açlıktan ölen, susuz, yardıma muhtaç bir coğrafya geliyor. Kabul ediyorum yardımımıza ihtiyaç duyan insanlar var yok değil ama Afrika ya da Nijerya sadece bundan ibaret değil. Biz hiç Afrika’nın sinemasından müziğinden birbirinden yetenekli zanaatçılarında bahsetmiyoruz. Her Türk insanı mutlaka ama mutlaka bir Hollywood filmi izlemiştir ama Nollywood dan kaçımız haberdarız? Nollywood Bollywood ve Hollywooddan çok daha fazla film üretmiş, üretmeye de devam ediyor. Filmlerin bir kısmı düşük kaliteli, düşük bütçeli, konular yavan ama belli bir kısmı da o kadar kaliteli ki dünyaca ünlü film şirketleri tarafından satın alınıp, dünyanın dört bir yanında gösterime sunuluyor. Keza müziği deseniz o kadar canlı, o kadar güncel ki. Eğer Pidgin İngilizcesini anlayabilirseniz Nijeryalı şarkıcı Falz’dan ülkeye, bölgeye, siyasete, günlük yaşama dair o kadar şey öğrenebilirsiniz ki ama biz ne yazık ki Batılıların bize yakıştırdıkları Oryantalist, küçümseyici bakış açısını bilmeden Afrikalılara uyguluyoruz. Kültürlerini yok sayıp onları sadece açlık üzerinden tanımlıyoruz. Bunu değiştirmek için Türkiye’de bir dükkan açmayı amaçlıyoruz. İçerisinde Chubado ürünleri başta olmak üzere buralara özgü, el emeği, göz nuru ürünler ile Nijerya sanatının ve zanaatının sergilendiği bir galeri de olacak. 

Nijerya’da da Chubado ürünlerimizin sergilendiği, Türkiye’den soğuk sıkım yağların, killerin ve başka doğal bakım ürünlerinin de yer aldığı atıksız bir dükkan açmayı hedefliyoruz. Avrupa’da ve Amerika’da naked-zero waste dükkanlar oldukça popüler ama Nijerya’da benzeri yok, Türkiye’de de yeni yeni açılmaya başladı. Aslında bu bizim kültürümüzde olan bir şey. Eskiyi atmamak, tamir etmek, farklı amaç için kullanmak. Çok net hatırlıyorum küçükken ekmeğe sürülen çikolata kavanozlarını atmazdık; bitince aldığımız dükkana gider tekrar çikolata doldurturduk. Bizim burada açmak istediğimiz dükkanda böyle olacak. Misal saç bakım yağı bitince cam şişeyi atmak yerine geri getirecek ve biz onu tekrar dolduracağız. Türkiye’de bazı firmalarla yazışmalara başladım, ürün tedarik edebilmek için ama ne yazık ki çoğu ilgisiz. Nijerya’dan yazıyorum dediğimde dolandırıcı olduğumu sanıyorlar ya da akıllarda başka soru işaretleri oluyor, çoğu mailime cevap alamıyorum. Soru işaretlerini giderebilmek için her emailime hem kendi sosyal medya hesaplarımı hem de markamın hesaplarını ekliyorum ama yine de geri dönüş alamıyorum. Gerçi bu bana özgü değil eşimde sık sık bu sorunla karşılaşıyor. Kendisi inşaat ve tarım işinde, ne zaman yurt dışından malzeme tedariki gerekse  ben hep Türkiye’yi öneriyorum ama firmalar bizimle iletişime geçene kadar biz İtalya’dan alımı yapmış, gemiye yüklemiş oluyoruz. Buradan Türk firmalara da seslenmek istiyorum ihracat yapmak istiyorlarsa karşılarındakini tanımaya çalışsınlar, Afrika diye ön yargılı olmasınlar.

 

 

9.Nijerya başta olmak üzere Afrika'da belirttiğiniz gibi shea, moringa, hindistan cevizi vb. yağlar bulunuyor. Bu yağlar belirttiğiniz gibi dünya genelinde kozmetik başta olmak üzere bir çok alanda kullanılsa da Afrika'ya ve insanlarına katma değeri çok az gibi. Ancak kozmetik devleri çok fazla kullanıyor ve onlara getirisi çok fazla oluyor diye iddiaları var.

Mesela özellikle shea yağı nasıl üretiliyor? (Sanayileşme yok ve el yordamıyla yapılıyor gibi)

 

Shea yağı daha çok ormanda yetişen(wild) karite ağaçlarının meyvelerinin(nut-yemiş mi demeli) toplanıp işlemden geçirilmesi sonucunda oluşuyor. Üretimin her  aşamasında kadınlar yer alıyor. Öncelikle ormanlık arazilere giderek ağaçlardan tek tek meyveleri topluyorlar, özenle yıkayıp güneşte kurutuyorlar. Sonrasında kabuklar soyulup kavuruluyor. Kavurma işleminden sonra öğütülerek yağ meyveden ayrılıyor. Çıkan bu kahverengi macun en az 2 saat boyunca kadınlar tarafından çıplak elle yoğuruluyor. Sonrasında soğumaya bırakılıyor ve beyazımsı shea yağı kullanıma hazır hale geliyor.

 

10.Nijerya’da Bu doğal zenginlikler çok iyi tanıtılamıyor mu ?

Nijerya devleti ne yazıkki elindeki kaynakları doğru ve etkin bir şekilde kullanamıyor sanırım bu petrol zengini bir ülke olmanın dezavantajlarından birisi. Zaten bilindiği üzere ülkede her şey yurtdışından geliyor. Yediğimiz bisküvi irlandadan içtiğimiz çay ingiltereden kullandığımız sirke Amerikadan.. üretime devlet teşviği pek yok, ülkede genel olarak elektrik sıkıntısı ve kalifiye elaman yetiştirecek meslek liselerinin olmaması da denkleme dahil edilince üretim yapmaktansa yurt dışında satın almak iş adamlarının daha çok işine yarıyor. Ülke aslında doğal kaynaklar açısından oldukça zengin. Madenleri ve petrolü bir kenara koyarsak meyveleriyle sebzeleriyle şifalı bitkileriyle ön plana çıkması gereken nadir ülkelerden birisi. Petrol bulunmadan önce ihraç edilen yer fıstığı çuvallarını üst üste koyunca Mısır piramitleriyle yarışacak yükseklikler ortaya çıkıyormuş eminimki sizde görmüşsünüzdür o eski fotoğrafları. 

 

11.Nijerya’daki bu doğal ürünlerin tanıtımı için ne yapılıyor ya da yapılabilir?

 

Benim gözlemlediğim kadarıyla bu konuyla ilgili özel bir çalışma yapılmıyor, en azından ben hiç denk gelmedim. Devlet yam ihracatı için teşvik verdi ama shea yağı, moringa yağı ya da diğer doğal ürünlere dair bir çalışma yapmadı. İnsanlar kendi çabalarıyla yurtdışına ihraç etmeye çalışıyorlar ama Nijeryada ulaşım ağı oldukça zayıf. Eyaletten eyalate bile rahatça kargo yollayamıyorsunuz. Ülkenin kendine ait havayolu yok, varmış ama yanlış yönetim, adam kayırma sebebiyle batmış. Hal böyle olunca yurt dışına ürün yollamak çok masraflı oluyor tabi bir de alıcı bulma sıkıntısı  var. Ne yazıkki Dünya genelinde Nijeryalılara karşı çok büyük bir ön yargı var. Ne yazıkki bir kısım Nijeryalılar dolandırıcılık yetenekleriyle nam yapmışlar, insanlar Nijerya deyince bir geri çekiliyor. 

Devlet tarafından teşvik almak çok önemli. Gönül isterdi ki nasıl bizde Cumhurbaşkanı başka ülkelere seyahat edince iş adamlarını götürüyor burada da aynı şey olsun ya da en azından ulaşım konusunda devlet yardım etsin. Ama bu konuya devletin el atacağını düşünmüyorum hala petrolle meşguller.. Geçen okuduğum bir araştırmada sadece Shea yağını pazarının dünya genelinde 10b $ ulaştığını söylüyor. Nijerya dünya genelinde bir numaralı üretici olmasına rağmen sadece 72 milyon dolar kazanabiliyor. Nijerya en büyük üretici iken en çok ihracat yapan ülke Gana. Belki Nijerya iç pazarı Gana iç pazarında daha fazla tüketiyor olabilir ama veriler Ganalıların devlet tarafından daha çok desteklendiğini gösteriyor.

Bireysel olarak risk alıp yurt dışındaki fuarlarda tanıtımlar yapılarak network kurup ürünler ihraç edilmeye çalışılabilir ama öncesinde üretim sürecinin ve kalitenin iyileştirilmeye ihtiyacı var.

 

12.Sizin bu konuyla ilgili görüşleriniz nedir?

 

Bence öncelikle üretim sürecinde iyileştirmeye gidilmeli. 

Shea yağınım elde edildiği ağaçlar ormanlık alanlarda bulunuyor ve ulaşım oldukça zor. Özellikle yağmur mevsiminde ormanlık yollar kapanıyor. Harmattan (sıcak) mevsimde ise kadınlar yılanların saldırısına maruz kalabiliyorlar. Devletin ya da yerel yönetimlerin ulaşım sorununa çözüm bulması gerekiyor. Bir diğer sorunda hala geleneksel yöntemlerle üretimim devam etmesi. İnsan gücü ucuz olduğu için makineleşmeye gidilmiyor. yağların çoğu hala insan gücüyle, köylerde, açık havada üretiliyor. bu kişiler eğitilerek basit makineler kullanılsa ürünün kalitesi artırılır, üretim süreci hızlanır ve operasyon masrafları azaltılır. Mesela sabun yapan kadınlar tanıyorum 40-45dk ellerinde sopalarla yağ kostik karışımını karıştırıyorlar aynı işi ben 10 dakikada el blendrı ile yapabiliyorum. Atölyeler yerine açık havada köylerde üretilen ürünlerde sinek ya da diğer böcekler gözlenebiliyor bu da ürünün kalitesini düşürüyor. Özellikle Türkiye ya da başka Avrupa ülkelerine ihraç yapılmak isteniyorsa ürünlere belli standartlar getirilmeli. Paketleme ve kargolama konusunda da iyileştirmelere gidilmesi gerekiyor. Nijeryadan Avrupaya ya da Amerika ya gidene kadar ürünler bozulabiliyor. Bir de Nijeryalılar kendi ürünlerine değer vermiyorlar, sahip çıkmıyorlar. Ganalıları bu konuda tebrik ediyorum. Takip ettiğim insanlar var Gana Shea yağını Amerikada ünlü mağazalarda satıyorlar. Bir yandan geleneksel değerlerini korurken bir yandan da modern dünyaya ayak uyduruyorlar.

Markalaşmışlar, milli değerlerini benimseyip Dünyaya tanıtmayı amaçlıyorlar. Ne yazıkki Nijeryalılar yabancı ürünlere daha çok değer verirken kendi el yapımı ürünlerine pek ilgi göstermiyorlar. Benim Türkiyede hasır ürünler ve doğal yağlar sattığımı duyan akrabalarımız çok şaşırıyor. 

Nijerya’nın ülkesini benimseyen, ülkesinin adını dünyaya iyi bir şekilde duyurmayı isteyen girişimcilere ihtiyacı var. Bizim amacımız Chubado ile Nijeryayı Dünya genelinde temsil edecek bir marka oluşturmak.

 

 

Yorumlar

  1. Sevgili Chubado acaba 2 senelik bekleyiş sona erer de yeni yazı gelir mi diye beklemekten helak olan bir okurun olarak burayı temelli mi bıraktın, başka bir mecrada yazmaya devam ediyor musun öğrenmeyi çok isterim umarım bu mesajı görürsün seviliyorsun♥️

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar