YANKARI DOĞAL PARKI

                                                   
Nijerya doğal güzellikler bakımından oldukça zengin olsa da bu güzellikleri pazarlama konusunda pek de başarılı değil. Ülkede bizim alışkın olduğumuz kültür turları pek yaygın değil hatta yaşadığım başkentte tek bir müze bile yok. Aynı şekilde tarihi bir cami, kilise, her hangi bir yapı bulmak imkansız. Anladığım kadarıyla yerleşik hayata oldukça geç geçilmiş, ve bizdeki gibi kalıcı eserler yapalım, kuşaklar sonrasında adımız hayırla anılsın diye hiç bir lider düşünmemiş. Hal böyle olunca ülke içi turizm olanakları oldukça yetersiz. Seyyah ruhlu olan ben bu durum karşısında oldukça mutsuz olmuş ve farklı arayışlara girmiştim. Aslında Lagos şehrine gidebilseydik turistler için farklı alternatifler mevcutmuş; okyanus kenarındaki plajlar, gezilebilecek bir iki ada, dünya mutfağı restoranlar ve nispeten eski- tarihi sayılabilecek bir kaç yapı ve "Kölelik Müzesi" (Amerika'ya götürülen insanların hikayesinin anlatıldığı, o dönemden kalan zincirlerin ve prangaların sergilendiği müze). Lagos'a gitmek ne yazıkki çok kolay değil, karayoluyla gitmek isterseniz güvenlik başlı başına bir sorun. Yolda kimliği belirsiz kişilerce durdurulup soyulabilirsiniz ( kendilerine Armed robber deniliyor) ya da polis olduğunu iddia eden kişiler sizi alıkoyup yakınlarınızdan fidye isteyebilir.. Havayolunu deneyelim derseniz onda da şöyle bir sorun var uçak saatlerce hatta günlerce rötar edebilir ve bir Allahın kulu gelip size açıklama yapmayabilir. Saatlerce havaalanında amaçsızca gezebilirsiniz. Hadi diyelim bütün bu olumsuzluklara rağmen Lagos'a sağ salim ulaştınız bu seferde orda kapkaça maruz kalmanız kaçınılmaz gibi birşey. Türkiye'de tanıştığım bir kadın girişimci iş yapmak için Lagos'a gelmiş zamanında, fotoğraf çektirmek için telefonunu birine vermiş adam telefonu alıp kaçmış.🙈Sonuç olarak Lagos'u listemden silmiştim bir süreliğine. Twitter'da gezinirken eşim Yankari Tur Programına denk gelmişti. Fiyatı gayet makuldu, internetten de gördüğümüz fotoğraflar bizi aşırı heyecanlandırmıştı, otobüsle de sadece 6 saatti(!) ve yol güzergahı gayet güvenliydi. 





Tur günü heyecandan erken uyanıp, eşimi de zorlayıp erkenden toplanma yerine gittik. Hareket saati sabah 10'du ama tabiki biz African Timing olayını göz ardı etmiştik. Öğlen 1'e doğru anca yola revan olduk ve otobüsler bizim okul servislerinden çok daha küçük araçlardı. Arabanın küçük olması yetmiyormuş gibi bir de insanlar 3 günlük tura koca koca bavullarla gelmişlerdi, sayelerinde nefes alacak alan kalmamıştı. Ulusoy, Pamukkale konforuna ve servisine alışan saf ben yanıma  yolluk olarak ne yiyecek ne de içecek birşey almıştım. Elbet yolda bir dinlenme tesisinde dururuz, bende yiyecek içicek birşeyler alırım diye kendimi teselli ettim. Sonrasında ise dinlenme tesisinin biz Türklere özel birşey olduğunu acı bir şekilde öğrendim. 😞 Zaruri ihtiyacımızı gidermek için bile doğru düzgün bir tuvalet bulamadık. Tuvalet diye nitelendirilen yerin duvarları ancak omzuma kadar geliyordu ve tabiki üstü açıktı.. Bizdeki alaturkaları mumla aradım, tuvalet adına sadece bir delik vardı ahh hatırlamak bile istemiyorum. 
Sonunda suyası ile ünlü bir yerde durduk. İlk bakışta "yaa burası ne kadar temiz  olabilirki hasta olmayayım" diye aklımdan geçirsemde karnımın guruldamasına daha fazla dayanamadım ve ne bulduysam hapur hupur mideye indirdim. 



Nijeryalı Nusret :)

Hırsız Babun 😂


Mola verdiğimiz yerde birden çocuklar etrafımızı sardı, kendi ana dillerinde birşeyler söylemeye başladılar. Meğerse bizden tek istedikleri boş pet şişelermiş.. Onu satıp üç beş naira kazanacaklarmış. Hepimiz şişelerimizi toparlayıp onlara verdik aşağıdaki fotoğrafta şişeleri aldıktan sonraki sevinçli halleri :) 


Mola verdikten sonra yolun az kaldığını düşünerek sevinmiştim, sonuçta 4 saattir yol alıyorduk ve bize yolculuğun 6 saat süreceğini söylemişlerdi. Meğerse African Timing gibi öğrenmem gereken başka bir Afrika gerçeği de söylenilen saatle gerçek varış saati arasında 5-6 saat fark olacağıymış. On üç saatlik yolculuktan sonra gece yarısı Yankari Doğal Park & Resort Otel'e varabildik. Hepimiz oldukça yorgun ve açtık. Ne yazıkki odalarımıza geçtiğimizde ne yiyecek birşey ne de elektrik bulabildik. Tesis devlete ait olunca mekanı işletmemek için ellerinden geleni yapmışlar sanırım... Sıcak su ve elektrik için ertesi günü beklememiz gerekti. Aslında tesis oldukça güzel inşaa edilmişti. Ekonomik seviyenize uygun bir çok oda ve konaklama seçenekleri mevcuttu. Biraz daha para ödemeyi gözden çıkarırsanız Nijerya'daki Emirlerin Saraylarında ilham alınarak tasarlanmış avlusunda havuz olan içinde özel tasarlanmış oturma odası bulunan geniş, ferah odalarda kalabilirsiniz. Eğer biraz daha ekonomik bir seçenek arıyorsanız geleneksel Fulani evleri örnek alınarak tasarlanmış küçük evlerde kalabilirsiniz. Nerde kalırsanız kalın camlarınızın ve kapınızın her daim kilitli olduğundan emin olun, çünkü babunlar buldukları her açıklıktan odanıza sızıp yiyecek, içecek ne bulurlarsa çalabiliyorlar, özellikle gazlı içeceklere bayılıyorlar. Birçok kişinin odasından, çantasından hatta elinden içiceklerini alıp kaçmışlıkları var 😂


Fulani Evleri
Emir Sarayı Modeli

Afrikalı Kovboyum :)



Odamızda karşılaştığımız ufak tefek aksilikleri göz ardı ederek tatilin tadını çıkarmak için sabahın erken saatlerinde kalkıp kahvaltı salonuna gittik. Patates ve yam resmen hayatımı kurtardı, tabii yumurtayı da göz ardı etmemek lazım. Nerde bizim  peynir, zeytin, menemen,bal, reçel ahh ahh. Allahtan patates ve yumurta evrenselde insan kendini az biraz tatmin edebiliyor. Nijeryalılar kahvaltı olarak pirinç pilavı, kuskus, irmik ve çeşitli sebzelerle et ya da sakatatların karıştırılmasıyla yapılan çorba dedikleri yemekler yiyorlar. Bizdeki gibi özel bir kahvaltı kültürü yok, gerçi Kose dedikleri bizdeki hamur kızartmasına benzeyen börülcenin un haline getirilip çeşitli baharatlarla karıştırılmasıyla hazırlanan kahvaltılık börekleri var ama nerde bizim sigara böreği... Neyse Allah ne verdiyse yiyip, ilk safari jeepinde yer kaptık. Bize verilen bilgilere göre vahşi hayvanlar görecektik, eğer şanslıysak aslan bile görebilirdik. Bendeki beklenti Kenya'daki safari turları gibi birşey. Aşırı heyecanlıyım. Bir saatten fazla arazide gezindik amma ve lakin sadece babun, antilop ve geyik görebildik. Gerçek bir safari deneyimi için ya Kenya'ya ya da Tanzanya'ya gitmek lazımmış. Safaride aradığımızı pek bulamasakta doğal termal havuzu, yemyeşil bitki örtüsü, temiz havası, birbirinden faklı rengarenk kuşları bizi kendine hayran etmeye yetti. 


Nijerya Yöresel Kıyafeti 
Beklentilerimizi %100 karşılamasa da Nijerya için oldukça güzel bir tatil seçeneğiydi Yankari. Hatta yirmi gün önce annem geldiğinde tekrar gidelim istedim ama hamile hamile 13 saat yolculuğun benim için güvenliği olmadığına karar veren anacığım izin vermedi. Bakalım şu aralar imkan olursa Kano'daki Minjibir Parkı'nı ziyaret etmek istiyorum ama orası da 6 saat uzaklıkta bakalım olmadı doğumdan sonra :) 
Yankari'de zooloji müzesi ziyaret etme imkanımız oldu. Müzedeki hayvanların nasıl oraya geldiği, ne şekilde doldurulduğu hala muamma olsa da küçük çapta kendilerine vahşi hayvan müzesi ya da koleksiyonu yapmışlar. Çok tasvip etmesem de hayvanların doldurulmuş sergilenmesini yine de gezmekten geri duramadım. Gündüz gezme yeme içme aktivitelerinin yanında akşamları da misafirleri meşgul tutmak için değişik organizasyonlar ayarlamışlardı. Burda oldukça ünlü bir komedyen var, Başkan Buhari'nin adeta birebir kopyası. Sesi, mimikleri, konuşma şekli ile kendisini Başkan'a benzetiyor ve bu şekilde bir çok organizasyona davet ediliyor. Bizim içinde onu davet etmişlerdi, oldukça komik, sempatik birşeydi, kendisiyle bayağı muhabbet ettik,bu muhabbet  benim evli olduğumu anlayana kadar sürdü. 😂😂




















Yorumlar

Popüler Yayınlar