Lise çağlarından beri gece uykusu oldum olası bir sorundu benim için ama hamilelikle birlikte bu sorun ivme kazanarak arttı. Hamileliğin ilk aylarında gün içinde aşırı bitkin hissedip sık sık şekerlemeler yapmam beni gece uykusundan etmişken 32. haftaya eriştiğimiz şu günlerde de sık tuvalete çıkmam zaten düzensiz olan uyku rutinimi iyice bozdu. Hamile kalmadan önce herşeyin doğumla başladığını düşünmüştüm. Doğumdan sonra uykusuz geceler, bebeğin talepkar istekleri, tüm enerjini vakfetmen gereken küçücük bir canlı. Meğerse iş çok daha erken başlıyormuş. Yemek yiyememeler, yediğini çıkarmalar, mide krampları ve yanmaları, halsiz hissetmeler, birden aşırı büyüyüp vücudundaki uzuvlara yetişememen, yatıp kalkarken adeta koca bir tır edasıyla ve yavaşlığıyla hareket etmeler, uygun uyku pozisyonunu bulabilmek için yatağı yastık havuzuna çevirmeler ve şimdide 20dkda bir gelen tuvalet molaları..Bakalım 9. ayı tamamlana kadar neler neler değişecek hayatımızda. Anneme ve tüm annelere olan sevgim ve saygım bin kat arttı. 😁 Bebiş bir yandan tekmeleyip bir yandan aşırı baskı yaparken idrar yollarıma uyumak imkansızlaştı. Ben de gecenin bu vaktini buralara dair birşeyler yazarak değerlendireyim dedim. Yazacak o kadar çok şey varki seçemiyorum içlerinden. Buralara dair en sevdiğim iki şeyden bahsederek başlayayım sonrasında da bana ilginç gelen hasta ziyareti, food flask alışkanlığı ve cenaze törenleriyle devam edeyim istiyorum. Turaren Wuta Nijeryalıların yemek yemek dışında en düşkün olduğu şey ne diye sorsanız, hiç kuşkusuz güzel koku derim. Mutfak alışverişinden sonra en çok para harcadıkları yer parfüm, doğal yağlar ve turaren wuta. Koku- parfüm tercihleri daha çok Araplarla özdeşse de yeni açılan AVM'lerde dünya markalarını görmek mümkün. Arap parfüm ve yağlarının dışında en çok tüketilen ürün yerli üretim Turaren Wuta. Evlerinde, arabalarında, kıyafetlerinde her daim vaz geçemedikleri ilk şey turaren wuta. Peki nedir bu turaren wuta? Aslında turaren wutanın da kökeni Arapların buhuruna dayanıyor. Araplarla yakın ilişkiler kuran Kanuri etnik grubu Araplardan öğrendikleri buhuru, değiştirerek kendi doğalarına, kültürlerine daha çok uyan, kokulu ağaçların küçük dallarının parçalayarak, şeker ve doğal yağlarla karıştırarak Nijerya'nın yerel buhurunu icat etmişler. Zamanla bu buhur o kadar çok sevilmişki diğer etnik gruplara hatta diğer Afrika ülkelerine bile yayılmış. Ziyaret ettiğiniz hemen hemen her Müslüman Nijeryalı'nın evinde turaren wutayı soluyabilir, onun için özel yapılan kilden kapları her yerde görebilirsiniz.
Düğünlerde,doğumlarda, bebek isim törenlerinde, doğum günlerinde aklınıza gelebilecek her özel günde bu kokuları küçücük küçücük paketlenmiş olarak misafirlere hediye etmek çok makbul. Bizdeki buzdolabı süsü, nikah şekeri kategorisinde oldukça yaygın hediyeliklerden birisi. Aynı zamanda her özel zaman için tasarlanan kokularda farklılık gösteriyor. Kimi tahta parçalarından oluşuyor, kimi oyun hamuru gibi yumuşacık ve parçalanarak kullanabiliniyor. Hepsinin ortak özelliği kil kaplarda, nargile kömürüyle yakılması ve birbirinden enfes kokuları beraberinde getirmesi😊
Ev kokusu olarak kullanılanlarının yanısıra kıyafetler için özel olarak üretilenleri de mevcut. Çamaşır makinası hala burda çok yaygın olmadığı için, yaygın olsa bile yerel kıyafetler kumaşların özelliği gereği ve kumaştaki el işçiliğinin kaybolmaması için makinede yıkanamayacağı için birden fazla kez yıkamadan giyebilmek amacıyla elbiselerine özel turaren wuta üretmişler. Turaren wutanın dumanınından yararlanmak aynı zamanda da elbiseyi yakmamak için kabbasa denilen, hasırdan yapılan, kuş kafesini andıran gereçler kullanıyorlar.
Kabbasanın içine turaren wuta kabı konuluyor, elbiselerde üzerine asılarak dumanın elbiseye nüfus etmesi sağlanıyor. Turaren wuta kullanırken dikkat etmek gereken en önemli şey süre. Eğer gerken zamanda turaren wutayı yenilemezseniz evinizde elbiseniz de sadece yanık odun kokar, adeta mangala gitmişsiniz gibi bir is kokusu her yeri alır.
Henna( Kına)
Nijerya'ya taşınmadan önce bir kaç kez hint kınası yaptırmışlığım vardı hani şu tatil beldelerinde sahil kenarlarında eskiz kullanılarak yapılanlardan ama sosyal medyada gördüğümüz afili hennalardan hiç yaptırma fırsatım olmamıştı. Türkiye'deki kına gecemde de büyüklerimizden gördüğümüz yeşil kınadan avucuma yakılmıştı, eşimin annesi neden avucuma altın koyduğunu anlayamasada adet yerini bulmuştu😄 Nijerya'ya gelince burdaki adetleri az çok yerine getirmek istedim ama kimse bana ne yapmam gerektiği hakkında en ufak bir bilgi vermedi, bende kendimi ailenin kadınlarının eline bıraktım. İnternette gördüğüm gibi küçük, zarif modellerden birini beklerken aşırı iri, kalabalık tabiri caizse kaba desenlerle karşı karşıya kaldım. Gelini el parmaklarından dirseklerine kadar, ayak parmaklarından dizlerine kadar kırmızı ve siyah kınalarla süslemek adetmiş hatta ayaklarının altını da kırmızı kınayla boyuyorlarmış. Ben bunları bilmediğim için evimi ve bütün kıyafetlerimi kına yapmıştım. Ben sadece elime kına yapılmasını beklerken kınacı teyze sağolsun birden bacaklarıma geçince pantolon yalan olmuştu. Ahh ahh gönül isterdi ki Kanuri ya da en azından Hausa konuşabilseydim de neyi nasıl istiyorum anlatabilsemydim. Kadında gram İngilizce yok ben de yerel dil yok konuşmadan anlaşmaya çalıştık. Ortaya çıkan sonuçtan pek memnun olduğum söylenemez ama sonunda adet yerini bulmuştu. İlk kına deneyimimden sonra İngilizce konuşabilen birilerini bulmaya çalıştım, en azından artık hazırlık davranıyordum ve elimde istediğim modelin fotoğrafı oluyor.
Nijerya Gelin Kınası
Burda kına Müslümanlar arasında oldukça yaygın. Her özel gün için kadınlar mutlaka kına yaptırıyorlar; her bayramda, doğumdan sonra yapılan isim seremonisinde, doğum gününde...Hatta yeni doğan kız çocuklarına bile isim seremonisinde kına yapılıyor. Zaten Nijerya'da kadınlar küçük yaşlardan itibaren oldukça süslü giyinmeye başlıyorlar. Küçücük çocuklarda bile makyaj ve topuklu terlik oldukça yaygın, kına da bu konseptin olmazsa olmazlarından.
Nijerya'da eve servis olayı oldukça yaygın, kınacıyı, kuaförü,makyözü evine rahatlıkla davet edebiliyorsun. Bu rahatlığa alışmamak mümkün değil. Fiyatlarda Türkiye'ye nazaran oldukça uygun. Gerçi son iki seferi saymazsak genelde bana uygulanan tarife Nijeryalı birine uygulananın 2-3 katı oluyormuş, kayınvalideciğim söyledi; bende Türkiye'yle karşılaştırıp ucuz diye seviniyordum🙈
Kınalarım tam belli olmasa da paylaşmak istedim :)
Nijerya'da Cenaze Törenleri
İslam ve Hristiyanlık Nijerya'daki en yaygın iki din. Etnik kökenler arasında ortak noktalar olsa da konu cenaze işlerine gelince etnik kökenlerler bir tarafa bırakılıp din unsuru daha çok ön plana çıkıyor. Burdaki Müslümanlar Türkiye'dekilere oranla oldukça sade törenlerle gömülürken Hristiyanların cenaze törenleri düğünleri aratmayacak cinsten. Müslümanlarda ölü bekletilmeden ilk 24 saat içinde yıkanıp kefenlenerek camide yapılan küçük bir törenle hemen defnediliyor. Bizdekinin aksine camilerde musalla taşı yok, ölü tabuta konulmuyor sedye tarzında birşeyin içinde cemaatin önüne getiriliyor. Mezarlıklar da oldukça sade. Mermerden yapılmış mezar taşı bulmak Müslüman mezarlığında imkansız. Suudi Arabistan'da olduğu gibi mezar taşı olmadan gömülüyor insanlar, mezar ziyareti de pek yaygın değil. Türk cenazeleriyle ortak tek yönü memleket sevgisi olabilir. Ölülerini kendi memleketlerinde gömmeyi tercih ediyorlar ama günlerce morglarda bekletmiyorlar, nereye defnedilecek olursa olsun ölü ilk 24 saat içinde toprağa girmiş oluyor.
Gelelim Hristiyanların cenaze merasimine. Müslümanların sade ve hızlı törenlerinin aksine cenazeleri şatafatlı partiler şeklinde düzenlemekten hoşlanıyorlar. Cenazeler günlerce hatta haftalarca sürebiliyor. Cenaze masrafları o kadar çok oluyor ki insanlar para biriktirmek ya da kredi çekmek zorunda kalıyor. Maddi zorluklarda ölünün uzun süre gömülememesine sebep oluyor. Geçen hafta terzimin kayınvalidesi öldü ama büyük bir tören düzenleyecek hali hazırda paraları olmadığı için ölüyü kasım ayı sonu gibi defnetmeyi planlıyorlarmış. Hristiyanlar arasında ölülerini hastanelerinin morgundan kaldırmakta prestij göstergesi. Ölen kişi eğer genç ise cenaze töreninde koyu renk giymek makbul yok eğer yaşlı ise tüm aile mensupları önceden belirlenmiş iki renge göre yöresel kıyafetler diktirmek zorunda. Cenazede yemek dağıtılması, cenaze davetiyesi bastırılması, DJ çağırılması, eğer mümkünse şarkıcı çağırılması olmazsa olmazların başında geliyor. Cenaze töreni yeterince gösterişli olmazsa ölünün huzur bulamayacağını ve yaşayan diğer aile üyelerinin başına bir lanet gibi musallat olacağı düşünülüyor. Ayrıca ölülerin gömülme yönleri de cinsiyete göre değişiklik gösteriyor. Kişi eğer kadınsa batı yönünde, güneşin batışını görecek şekilde gömülüyorki akşam olduğunu anlayıp eşine akşam yemeği pişirsin, erkekse de güneşin doğuşunu görmesi için doğu tarafına gömülüyor. Amerikan filmlerinde gördüğümüz güzel elbiselerle, makyajlı suratlarla, birbirinden şık tabutlarla gömülme adeti burda da yaygın. Çoğu Hristiyan bu kadar abartılı tören yapmayı gereksiz bulsa da gelenek gereği ve ölen kişinin lanetine maruz kalmamak için hala elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyor.
Afrika'nın Sefer Tası namıdiğer "Food Flask"
Her ne kadar sefer tası "take-away" yemeklerin etkisiyle günlük hayattaki yerini ve değerini yitirsede Nijerya'da termos sefer tasları hala inanılamayacak kadar yaygın. Her evde renk renk, çeşit çeşit, büyüklü küçüklü her haline rastlayabileceğiniz, yemeği saatlerce sıcacık tutan bu mutfak gereçleri günlük hayatın olmazsa olmazı! Nijerya'ya gelin gelmek gibi bir niyetiniz varsa asla ve asla porselenlere para gömmeyin, benimki acı bir deneyim oldu :( Yok çorba kasesiymiş, ana yemek tabağıymış, tatlı tabağıymış bunlar hep yalan. Önemli olan yeterli çeşitlilikte "food flask" a sahip olmak, gerisi boş. Nijerya kültüründe yerde, büyük bir tabakta ya da tepside ortaklaşa yemek yemek - parmakların kullanılması tavsiye edilir, artı puan olarak değerlendirilir- olmazsa olmaz. Food flasklar halının üzerine konulur eğer bireysel tabak kullanılacaksa herkes kendi tabağına istediği kadar yemek koyar ya da ortadaki tepsiye bütün yemekler ortaya karışık olacak şekilde boca edilir. Food flask yemeği sıcak tutup, gaz ve elektrik tasarrufu sağlaması sebebiyle tercih ediliyor, 24 saat kesintisiz elektrik diye bir kavramın olmadığı bir ülke için büyük kolaylık. Ayrıca herkes kendi yemeğini kendisi servis ettiği için istediği kadar yemek alma özgürlüğü oluyor. Not olarak; yeni gelinim yemek yapayım kayınvalidemi, aile büyüklerini çağırayım, tabak tabak üstüne, süslü peçeler tabak yanına sağa mı sola mı diye bir derdiniz yok. Büyükleri evinize davet etmeniz onları ayağınıza çağırmak anlamına geldiği için büyük terbiyesizlik olarak kabul ediliyor. Size düşen yemeğiniz yapıp paşa paşa food flaska koyup kayınvalidenin evinin yolunu tutmak😊
Piknik Misali Hasta Ziyareti
Hasta ziyaretinin bizim kültürümüzdeki yeri anlatılamayacak kadar büyüktür ama Nijeryalılar işin ucunu biraz kaçırıyorlar bence. Ne demiş atalarımız "Hasta ziyaretinin kısası makbuldur.", oysa Nijerya'da tam tersi bir anlayış hakim. Hasta ziyaretine gelen insanlar kimi zaman saatlerce oturup ortamı altın gününe çevirebiliyorlar. Hastaneye yatacak kişi hastane çantası hazırlarken çantaya mutlaka kettle, bardak, çanak, çay, şeker, kilim ya da ultra büyük namaz seccadesi koymayı ihmal etmiyor. Bu seccadeler odada yere serilerek gelen misafirlere kırlarda yayılmış hissi yaşatıyor. Gelen ziyaretçinin de adetler gereği getirmesi şeyler var misal bir koli içiçek-gazlı veya maltina daha makbul- veya ev yapımı yemek. Tabi burda devreye olmazsa olmaz food flasklar giriyor. Bir anda hastane odası piknik alanına dönüşüyor. Her gelen kendinden öncekininde yemeğinin içinde bulunduğu bir tabak yapıp, kilimdeki yerini alıyor ve başlıyor koyu sohbet... Bu arada Nijerya'da her odanın her ortamın olmazsa olmazı TV'den bahsetmemek olmaz. Hastane odasında da olsan içerisi hınca hınç dolu da olsa o TV arka fonda olacak arkadaş ve Hint dizisi oynacak!
Fotoğraf olarak son yaptığım hasta ziyaretini paylaşıyorum. Yöresel yemekler ön planda; Fried Rice, Plantain, tavuk kızartması, Nijerya'ya özgü mayonezli fasulyeli salata bugünün menüsüydü 😋
Yorumlar
Yorum Gönder